Hafta sonu Silivri CHP’nin gençlik kolları tarafından organize edilen miting, ne yalan söyleyeyim hiç de öyle miting denecek hava estirmedi. Esen tek şey soğuk havanın rüzgarıydı. O da olmasa sessiz sedasız bir organizasyon olacaktı.
Başbakan’ın ‘Demokratikleşme Paketi’ açıklaması ile ilgili bir köşe yazısı yazmıştım.
Ne demiştik o gün: “Bugünden itibaren muhalefet bu pakete de olmamış izlenimi vererek, halkı galeyana getirmek için ellinden geleni yapacak!”
Aslında bunu ben söylüyorum diye çok bildiğimden değil, sadece iktidar bir karar aldığı zaman ters tepecek kısımlarını da hesaba katarak yola çıkıyor olmasından dolayı hatırlatıyorum. Çünkü hükümetin aldığı hiçbir karar muhalefet tarafından (özellikle ana muhalefet) tarafından kabul göremiyor. Bu duruma da en çok sevinen AK Parti oluyor. CHP, hükümetin almış olduğu kararı desteklemeyeceğini savunurken, aslında en büyük desteği veren taraf oluyor. Neden mi? Kendini ifade etme sıkıntısı çekiyor…
Evet, CHP’nin en büyük problemi kendini iyi anlatamadığı gibi, muhalefet ettiği konuları da iyi savunamıyor. Ama AK Parti bu durumu süper kullanıyor. “Önümüzü tıkıyorlar, reddediyorlar” diyerek gayet güzel ve bilinçli bir şekilde işlerini götürüyorlar.
***
Genelde böyle de yerelde nasıl peki? Baş nere dönerse ayak da o tarafa yürür ne yazık ki. Paketin açıklanmasından itibaren sosyal ağlarda bir sürü söylemler, paylaşımlar ile linç girişimine başladılar. O da yetmedi, dediğim gibi bir sürü madde içinde gittiler andımıza kancayı taktılar. Neden andımız? Çünkü milli değerlerimizi en iyi koruyan parti CHP… Ötekiler şeriatçı, faşist, işbirlikçi ve vatanı satan partiler. İşte sen böyle yaklaşır, ötekileştiren anlayışı ısrarla empoze etmeye kalkarsan istemeyerek birilerinin ekmeğine yağ çalarsın.
***
Silivri Uğur Mumcu Meydanı’nda yapılan organizasyon ile kim “hedefimize ulaştık” diyebilir? Gençlik kollarının başrol oynadığı organizasyonunuz tam anlamı ile fiyaskodur. Koskoca meydanda birilerine mesaj vermek için toplandınız ama sesinizi kimse duymadı. Duymadığı gibi kimse itibar etmedi. Hatta saygı duruşu sırasında bile vatandaş ‘yeter artık’ diyerek pas geçti. Toplumsal hareketlenmenin en önemli faktörü iyi organizeden geçer. Burada en büyük suç CHP Silivri İlçe Örgütünündür. Gençleri iyi örgütleyememesi, gençlerin de iyi örgütlenememesine yol açmıştır.
***
İlçe Başkanı Mümin Tuğlu’nun basın açıklamasını okuduğu kağıtlarda bile üzerine (acemilikten midir yoksa acelecilikten midir bilinemez) bazı kelimelerin üzerileri silinmiş. Silinen kelimenin ‘Türk’ olması da o cümlenin çok fazla düşünülüp yazılmadığını anlatır. “Yahudi, Ermeni ve Süryani resmi polis olabilecek mi?” diyerek vatandaşa bildiri veriyorsunuz ama doğruyu söylemiyorsunuz. 2011 Genel Seçimlerinde Mardin’den TBMM’ye vekil olarak giren Erol Dora, Meclise giren ilk Süryani Milletvekili olduğunu unutmuşsunuz. Eksik bir bilgi sunulmuş. Hatta o dönem kendi açıklaması olarak; “Bana göre Türkiye'de yaşayan 72 milyonun her bireyinin milletvekili olma hakkı vardır. Süryanilerin de tabii ki kendilerine has sorunları vardır. Bu sorunları Meclis gündemine tabii ki taşıyacağız. Ancak biz 72 milyonun vekiliyiz. Türkiye'nin demokratikleşmesi kapsamında bizim de ufak bir katkımız olursa kendimizi mutlu hissederiz." diyerek açıklaması olmuştur.
***
Organizasyon alanına astırdığınız afişlerdeki yanlışlar ise ayrıca bir komedi. Onu da fotoğraf olarak yayınlıyorum, gerisini size bırakıyorum. Benim kısaca kanaatim Silivri’nin ne andımıza ne de pakete çok fazla kafa yorduğu yok algısıdır. Yoksa o meydan dolar taşardı. Ha “şu iyi oldu” diyebiliriz. Seçim öncesi bu tip aktiviteler propaganda kokusu verir. Ötesi yalandır arkadaş.
İyi bir hafta olsun inşallah…